Subspace nedir? Bu metin, "nasıl yapılır" kılavuzu değil, sadece bilgi amaçlı düzenlenmiş bir yazıdır. Akılda tutulması gereken şey: "sub-space deneyimi yaşamak" herhangi bir sahnede olması gereken bir durum (zorunlu) değildir ve ne itaatkâr subsapace'e girmek ne de efendi bu deneyimi yaşatmakla mükelleftir. Bu şekilde bir koşullama yapılması sahneyi çok kötü bir deneyim haline getirebilir.
Subspace Nedir? Tanımı (Subspace, Flying veya Uçmak ta denir)
Subspace nedir; Genellemek ve basit bir şekilde tanımlamak gerekirse; subspace, dominant ile ilişkiye giren itaatkar / köle arasındaki psikolojik ve fiziksel duyarlılık durumunun değişmesidir. Bunu şu şekilde örnekleyebiliriz: Bir çaydanlık düşünün. Suyu koyup ocağı yaktınız. Suyun ısınmaya başladığı seviyeyi, seansın başladığı ilk anlar olarak, suyun kaynama noktasına ulaştığı zamanı da subspace olarak düşünün. 100 santigrat derecelik ısı subspace ve genellikle bir seansta köle veya itaatkarın ulaştığı maksimum seviyeyi de (genelleme olarak) 80 santigrat olarak düşünün.
Kısacası çok az kişi subspace deneyimini yaşayabilir ve o kaynama noktasına ulaşabilir. Bu kaynama noktasında (bu aslında hem D-tipi hem de s-tipi için ayrı ayrı oluşabilir, yani D ve s tipleri subspace deneyimini aynı anda yaşayabilir, fakat Dom-space seviyesi ile subspace seviyesi farklıdır. Dom-Space konusunu bilahare yazmaya çalışacağım) itaatkar fiziksel çevre, zaman ve acı hissini kaybeder. O artık - tabiri caiz ise - trans halindedir. Nerede olduğunu, hangi zaman diliminde bulunduğunu ve sırtına inen kırbacın verdiği acı hissini kavrayamaz. Sadece efendisinin sesini ve komutlarını duyar (seanslarda güvenli kelimeler son derecede önemlidir, ancak subspace'teyken itaatkar/köle tutarsız hale gelebilir ve tüm yetkinliklerini kaybedebilir. Dolayısıyla, güvenli kelimeler tamamen işe yaramaz hale gelir.). Bazı durumlarda bu algısını da kaybedebilir.
Klinik olarak ise, subspace, "bir seans sırasında yoğun acı yaşandığında vücudumuzun; epinefrin(1), endorfin(2) ve enkefalinlerin(3) salgılanmasıyla oluşan hissizlik durumudur" şeklinde tanımlanabilir. Sinir sistemimizin bu tepkiyi vermeye başlaması ile aşamalı olarak vücudumuza doğal olan bu kimyasallar salınmaya başlar. Mesela kırbaç darbelerinin şiddeti arttıkça sinir sistemimiz acıyı azaltmak için endorfin salgılamaya başlar ve bu şekilde devam eder. Bunlar sırayla, metabolizma üzerinde morfin benzeri bir etki oluşturarak, (ve bu da yukarıda atıfta bulunulan trans benzeri koşulu oluşturur) itaatkarın ağrı toleransını arttırır. Bu çoğunlukla itaatkâr tarafından neredeyse bedensel olmayan bir deneyim olarak ifade edilir; bu noktada gerçeklikten kopmuş gibi hissederler. Subspace'in derin seviyelerine ulaştıkça bir çok itaatkâr acı hissini ve fiziksel çevre ile ilişkisini kaybedebilir, trans durumu (koşullara bağlı olarak) uzayabilir. Dolayısıyla, Dominant'ın itaatkar veya kölesini sub-space'ten çıkartabilecek (sub-drop) bilgi ve yetkinliğe de sahip olması ve sonrasında yapacağı "aftercare" konusunda da bilgili olması zaruridir.
Bu trans halinin bazen saatler hatta günlerce sürdüğü yolunda pek çok makale okumuş olsam bile ben henüz böyle bir şeye rastladığımı söyleyemem. Ama şu bir gerçek ki, vücudumuzun salgıladığı bu doğal uyuşturucular, seansın şiddeti ve psikolojik durumuna bağlıdır. Vücudumuz o denli yoğun ve ani bir şekilde bu kimyasalları üretir ki, bu da (uzun süre sigara içmediğiniz bir zaman dilimi düşünün ve günler sonra bir sigara yaktığınızı.. İlk hissedeceğiniz birden baş dönme ve uyuşukluk olacaktır.) bizim fiziksel olarak (özellikle de alışık olmayanlar için. Sporcular, macera sporcuları vs gibi.. Evet birde junkiler.) bir sarhoşluk hali yaşamamıza sebep olur.
BDsM dünyasında subspace deneyimi yaşamak herkesin hayalidir. Bu inanılmaz derecede güçlü ve benzersiz bir deneyimdir. Daha önceden yazdığım "Acı Eşiğini Yükseltmek" yazımdaki gibi, sınırları zorlamak ve en üst sınıra ulaşmak demektir. Pek çok kişi bu deneyimin SM ilişkilerinde mümkün olduğunu söylese bile buna katılmıyorum. Herkesin bir üst limiti ve bu limite yaklaşıldığında da sinir sistemimizin üreteceği kimyasalları bulunuyor. Bu yüzden bu sadece herhangi bir ilişki veya oryantasyona bağlı bir durum değil.
Subspace'te ki bir itaatkar bu durumdan çıkmaz istemez. (Ben olsam bende istemem ya :)) Deneyiminin devam etmesi için de seansı uzatmak ve mümkün olduğunca bu ruh halinde kalmak ister. Unutulmaması gereken konu şu dir ki doğal bile olsa "bir bağımlı, bağımlıdır". Vücudun ürettiği morfin (endorfin) çekici gelecek ve bu deneyim yaşanmaya devam ettikçe de bağımlılık tetiklenecektir. O yüzeden sub-space süresini uzun tutmamalı ve sub-drop ile bu ruh halinden çıkartmalısınız.
Terimler
- Epinefrin, Böbreküstü bezlerinin iç kısımları tarafından salgılanan bir hormondur. Tabiatta bu hormonun görevi, organizmayı acil harekete hazırlamaktır ve etkisini, nabzın atışı, kanın iç organlar ve deriden kaslara sevk edilmesi, karaciğerdeki glikojenin glikoza değişmesi ve böylelikle acil bir enerji kaynağı sağlanması şeklinde gösterir.
- Endorfin hormonu, insan vücudunda oluşan ağrılar ve acıların oluştuğu zaman salgılanan bir hormondur. Acıların ve ağrıların bastırılması konusunda hormonun önemli görevleri bulunur. Hormon sadece yaralanmalar sonucunda oluşan sorunlarda değil vücutta var olan sancılar ve diğer ağrılarda işe yarar.
- Enkefalin, beyin ve omurilikten salgılanan ve acı önleyici olarak faaliyet gösteren uyuşturucu özellikleri olan doğal kimyasal
Sonraki İlişkili Konular;
- Sub-Space Nasıl Hissedilir?
- Dom-Space Nedir?
- Sub-Drop Nedir?
Bu çok farklı bir duygu kelimelere dökebilmek çok zor, makale bu durumun sadece sonuç kısmına odaklanmış oysaki bu durumun yaşanması günlük hayatta mevcuttur.Bu sadece odak noktası ile ilgilidir.SM ilişkilerinde şişenin ağzı kapalı halde bardağa su koymaya çalışan kişi'de bu durumu anlık yaşamış ama anlamamıştır.
Yorum için teşekkürler ama sanki bir karışıklık yaşamışsınız; yazının adı "Nirvana'ya Ulaşmak – Subspace – Bölüm 1" (bölüm -1 kısmına dikkat lütfen) ve bu yazıda anlatılan tek şey "Sub-space Tanımı". zaten o da yazının alt başlığı. Haliyle odaklanılan tek şey tanımını yapmaktı :).
Sağlıcakla.