Kölelik, bir insanın başka birinin malı ve mülkü olması. Başka bir kişinin malı ve mülkü olan kişiye köle, memlûk veya kul; köle sahibine ise efendi veya mevla denir. Bazı durumlarda uşak ve hizmetçi de köle anlamına gelir. Kadın kölelere cariye denir.
Hürriyetine sahip olmayan, başkalarının hükmü altında bulunan ve para ile alınıp satılan kişiler köle olarak adlandırılmıştır. Köle kelimesi yerine Türkçede bazen kul, bende, halayık, esir ve kadın köle için de cariye veya odalık tabirlerinin kullanıldığı görülmektedir.
Köle olma şartları
Çok eski tarihlerden beri savaşta esir düşenler, ağır suç işleyenler, borcunu ödeyemeyenler, korsanlar tarafından kaçırılanlar köle kabul edilir, köle pazarlarında satılırdı.
Erkek kölelerin çocukları da köle olur. Cariyelerin efendilerinden oğulları Yahudi ve Arap toplumları gibi bazı toplumlarda köle kabul edilmemişlerdir. Ziraat ve ticaretle uğraşan bütün toplumlarda köleliğin çeşitli şekillerine rastlanmaktadır. Mezopotamya’da, eski Mısır’da Yunan’da, Roma’da, İslam öncesi İran, Orta Asya ve Anadolu’da yaşayan kavimlerde kölelik son derece doğal sosyal bir olgu olarak kabul edilirdi.
Köleliğin yasaklanması
İlk kanunlar İngiltere’de ve ABD’de 19. yüzyılın ilk çeyreğinde, 1807 yılında çıkarılmış, daha sonra diğer Avrupa devletleri onları izlemişti. Avrupa'da İngiltere'den sonra köleliği ilk kaldıran Osmanlı İmparatorluğu'dur. Osmanlı'da kölelik, Sultan Abdülmecid döneminde 1847’de bir fermanla yasaklanmıştır. 1926’da Milletler Cemiyeti bütün dünyada köleliği yasaklamış, daha sonra Birleşmiş Milletler de bu hükmü teyid etmiştir.
Batı toplumlarında kölelik
Kölelik, Orta Çağ’ın bitimine değin, Batı toplumunun iktisadî ve sosyal açıdan ayrılmaz bir parçası olmuştur.
Batı dünyasında; feodalizmin tarih sahnesinden çekilerek yerini burjuva ekonomik sistemine bırakmaya başladığı ana kadar kölelik kurumu, emek veriminin düşük ve teknik imkânların son derece kısıtlı olması sebebiyle en önemli üretim aracı olagelmiştir. Son derece ağır şartları haiz olan köle hayatında ancak 19. yüzyıl sonlarından itibaren bir miktar düzelme meydana gelmiştir.
Osmanlı'da kölelik
Osmanlı'da köleliğe Osman Bey zamanında da rastlanmakla beraber, kölelik kurumu Orhan Bey zamanında yerleşmiştir. Osmanlı devletinde köle kaynakları genel olarak iki ana başlık altında toplanmaktaydı.Bunlardan birisi savaşlar diğeri de ticaret yoluyla ortaya çıkan kölelikti. Haremin ortaya çıkması ise Fatih Sultan Mehmet döneminde gerçekleşmiştir. Bunda artan fetihler ve genişleyen topraklar önemli bir rol oynamaktaydı. Bu tarihlerden sonra kölelik ve bununla birlikte köle ticareti Osmanlı Devleti'nde yerini alıyor ve köle ticareti devletin de dolaylı olarak destek verdiği bir uygulama oluyordu. Ancak ilerleyen yıllarda kölelerin belirli bir çalışma süresi sonunda azat edilmesi, kölelerin evlenme haklarının sahiplerince karşılanması gibi düzenlemelerle, köle ticaretini kısıtlamaya ve kölelere yapılan kötü muameleleri önlemeye çalıştı. Bu amaçlarla birçok ferman yayınladı.[kaynak belirtilmeli] Osmanlı'da kölelik, Sultan Abdülmecid döneminde 1847'de yayınlanan ferman bunların en önemlisidir ve bu fermanla köle ticareti resmi olarak kaldırılmıştır. Ancak uygulamanın önüne ancak imparatorluğun son yıllarında geçilebilmiştir. Osmanlı'dan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti de köleliğe ilişkin bütün uluslararası antlaşmaların altına imza atmış ve Türkiye Cumhuriyeti'nde kölelik hiçbir zaman olmamıştır.
Son Yorumlar