Bu yazının başlığından da anlayacağınız gibi, bir efendi D/s ilişkisinde köleden çok daha fazla yıpranan taraf oluyor. Belkide bu bizim gibi düşünenlerin hatasıdır demek istiyorum ama, olmadığını biliyorum.
Yine dünkü yazıma ithafen, bir köleyi kabullenmek, bir efendi için hiçte öyle kolay bir süreç değil. Tabi LifeStyle düşünenler için! Çünkü amacımız; sadece zevk-i sefa veya kıçımıza buzlu badem sokmaktan daha fazlası. Kabullendiğimiz zaman, onun iç kırıklıklarını, yaşanmışlıklarını, hüsran ve buhranlarını hayatımıza alıyor, işimiz gücümüz içinde "Acaba napıyor?" diye düşünüyor, gerekli durumlarda her şeyi bir kenara bırakıp (bazı durumlarda ailemizden bile fazla) onunla ilgileniyoruz.
Bazen Cehenneme Açılan Bir Kapıdır.. Girmek Cesaret İster
Çoğunlukla kusurlarını gördüğümüz ve bildiğimiz halde, "Belki bir şeyler katabilirim" diye düşünür, ıslah edeceğimize olan inancımızla şefkatli ellerimizle kavrarız onu. Tecrübelerimizden ve geçmişte yaptığımız hatalarımızdan onu uzak tutmaya, kollamaya çalışır ve bunun karşılığında ise tek bir şey bekleriz: "İtaat ve Saygı". Nasılda naif göründü dimi istediğimiz şey?
Bizim gibi düşünen insanlar kölesine/itaatkarına "Köpek" demek yerine bir tanrıça, bir doğal olay veya bir iklim adı vermeyi severiz. Çünkü biliriz ki O bizi yansıtır, sosyal platformlarda, yaşantısında bizi temsil eder... Kendisini kabullenmesini bekleriz. Kusurlarını ve onu o yapan her şeyi kabullenir, kendisinin de kabullenmesini isteriz. Herkese karşı ve yaşamın tüm bağnaz, anti-demokrat, ezici ve yıkıcı olan her şeyine karşı, başını dik, omzunu sağlam ve gururundan ödün vermemesini isteriz. Bizim gibi insanlar kölesini/itaatkarını "Cehennemin Kapısında" bekleyen zebanilerin aksine (ki onlar bilirler kendilerini), kanatlarının altına almaya çalışan zümrüd-ü anka olmak isteriz.
Almadan vermek elbetteki tanrısal.. Bu kadar da verici olmadığımız ve elbette zevkimiz içinde kullandığımız olmaz mı? Elbette olur, oluyor. Ama demek istediğim şey bir karşılık beklendiği için yapılmadığı. İstediğimiz tek şey "Yapma bunu.." denildiğinde yapmaması.. Basit ve anlaşılır değil mi?
Üzülüyor, Öfkeleniyor.. Haklı ve Hakkı var Efendinin
Dün çok değerli arkadaşımın, yıllardır bu camiada herkesin saygısını kazanmış, tanınan ve saygı duyulan bir arkadaşımın öfkesine ve zaman içinde nasılda yıpratıldığına şahit oldum. Aslında uzun zamandır da herkesin arasındaki ufukları genişletmek, bir şeyler katmak ve öğretmek için hala çaba sarf etmesini de hayret ve imrenerek seyrediyordum. Ben bile vazgeçmeyi düşündüğüm zamanlarda telkinleriyle beni bile hizaya sokan bu arkadaşım (Ona sevgili arkadaşım demekten çekinmemekle birlikte gurur duyuyorum, umarım kendisi de öyle hissediyordur) "Artık Dayanamıyorum.. Çok Yoruyor.." şeklinde bir cümle kurdu kölesi hakkında. İşte tamda bu bizim gibi insanların vermeye ve katmaya çalıştığı şeylerin "elimizde patlaması" durumu idi.
Bakar, büyütür toparlarsın.. Gün gelir kendi yoluna gitmesi gerekir.. Azad edersin.. Ama yaşanmışlıkların ve geçmişteki anıların güzelliği, kusurları, öfkesi, eğlencesi bizimle kalır. Ne zaman hatırlasak yüzümüzde bir tebessüm, gözlerimizde alevlenen bir çakmak taşı belirir.
Bizim Gibilerin Sorunu Hiç Bitmez
Hata ve kusurlarıyla kabul ettiğimiz, en karanlık taraflarını bildiğimiz ve onları da kabul ettiğimiz insanların hayatlarında bizler, bizim gibi insanlar, sadece hakimiyet ve otoriteyle yetinmiyoruz. Ondan olduğundan daha güçlü bir birey ve daha iyi bir insan olmasını da bekliyoruz. Sanırım bizim gibilerin sorunu bu ve hepte bu olacak.
Ya ne uğraşalım ki dimi "Gel köpek yerin ayaklarımın altı" .. Dedirtmeyin bize uleyn 🙂
Sağlıcakla..
Tags: BD/SM Genel bdsm bdsm eğitimi efendi köle eğitim köle eğitimi Yeni Başlayanlar
Kime bu sitemler ki?
Belki de bazı sorumluluklar nedeniyle iplerin birisinde olacağı, sorumsuz sadece bir emri yerine getirme özlemi bizi köle ( Köle değil itaatkar olduğumu öğrendim ) yapıyor. Bu nedenle de sorumluluklarınız belki ikiye katlanıyor…
Evet elbette.. Ama sana bunca katkıyı yapmaya çalışırken bir efendinin nasıl bir kavramsal durum ve yine seni tanıması anlaması senin için en iyi kararı vermesi.. Ve sen de en basit şekilde saçma sapan kusurlar işlemeye devam edersen.. bu bıkkınlık vermez mi. An gelir yeter yahu demez mi..
ya sitem değil de genel değerlendirme.. alıyor adam etmeye çalışıyoruz, sonra bingo.. süpriz deve kuşu yumurtaları….
Efendi'nin içindeki fırtınaya da, günlük güneşlik havaya da kabullü bir itaatkar/köle olmak, yükü hafifletmek de mühim. Kabullenme sürecinde her iki taraf da bu bambaşka iklimde keşif yaparken yorulabilir, şaşırabilir, tanıdık bir ağaçla sevinebilir, korkabilir. Ne güzeldir bu. 🙂
Bu şekilde sahiplenilmek için bu düşüncede bir efendinin olması lazım. O da malesef rakamsal olarak bir elin parmaklarını geçmez. 🙁 Birçok köle veya itaatkar olduğunu düşünürsek; denk gelme olasığı çok ama çok düşük!!!
Beni bu kadar önemseyecek bir efendiye yanlış yapmamak için elimden geleni yapardım. Böyle bir efendinin hizmetinden azad edilmek en büyük korku olur du sanırım
Tanıdık ağaç. dimi yaa. o ne kadarda önemli.
peki yukarida yazdigi gibi beni korup kollayacak itaat edecegim bir erkek master nereden bulacagim ki?