Endorfinler ("endojen morfinler"), nörotransmitter olarak işlev gören opioid benzeri peptidlerdir ve tüm omurgalıların beyinlerinde hipofiz bezi ve hipotalamus tarafından üretilirler. Bu doğal analjezik, egzersiz, heyecan, acı, baharatlı yemek yeme ve cinsel aktiviteye tepki olarak beynin bu bölgelerinden salgılanır.
Kana salgılanan endorfinlerin beyinde çok az etkisi vardır, çünkü bu molekül kan-beyin bariyerini geçemeyecek kadar büyüktür. Beyindeki hipotalamus tarafından salgılanan endorfin, ancak tercihen beyne ait μ1 opioid reseptörüne bağlanır. Bu, eroin ve morfin gibi eksojen opioidlerle bağlanan aynı reseptördür. Endorfin, afyon veya afyon türevleri bu reseptör ağrıyı hafiflettiğinde, öfori ve iyi olma hissi ortaya çıkar.
Disosiyatif bozukluklarda endorfinlerin rol oynadığına dair kanıtlar vardır. Bu psikolojik durumun ortak açıklamalarında, kişi fiziksel bedeninden kopuk duygular yaşamaktadır. Hasta, vücudunun kontrolünü kaybetmiş gibi hissederek, konuşmalarını veya fiziksel hareketlerini de denetleyemedikleri tespit edilmiştir. Hasta ayrıca düşüncelerinden ve duygularından kopuk bir fiziksel durum içine de girmektedir. Nalokson, disosiyatif bozukluğu olan hastaların tedavisinde, bu psikolojik duruma aracılık eden endorfinlerin rolüne dair kanıtlar sunarak etkili olmuştur.
Afyon zehirlenmesinin klasik işaretleri; zihinsel faaliyetlerin azalması, solunum hızının yavaşlaması, kesik nefesler gibidir. Zehirlenmenin en belirgin özelliği, solunum sıklığının azalmasıdır. Opioid zehirlenmesinin muhtemel olduğu bir durumda, solunum hızı 12'den az olduğunda tanı neredeyse kesindir. Nesnenin kalp hızının düşmesi bu durumda normal olabilir.
Akupunkturun ağrı kesici rolünün teorisine endorfinlerin aracılık ettiği düşünülmektedir. Bu teori incelenmiş ve endorfinlerin ağrı kesici rolüne ilişkin kanıtları, bu etkilerin Naloxone gibi antagonistler tarafından engellendiği görülmüştür. Serbest sinir uçlarını uyaran herhangi bir uyarıcı, endorfin salınmasına neden olur. Bu uyaran, yorucu egzersiz, enfeksiyon veya yaralanmalarda ya da yoğun bir seansta salınan çeşitli enflamatuar mediyatörler ile ortaya çıkabiliyor. BDSM dünyasında bunu yaşayanlar bu durumu "uçmak/flying" ya da "subspace" diye tanımlıyorlar.
Şok, kan basıncında ciddi düşüşler ve bunun sonucunda organların perfüzyon eksikliğinden kaynaklanır. Sonuç olarak organlardaki oksijen tüketimi, oksijen dağıtımından daha fazladır. Bu, laktik asit oluşumuyla sonuçlanır. PH'nin düşmesi hücre ölümüne, organ hasarına, sonuçta çoklu sistem sorunlarına ve ölüme yol açar.
Endorfin yüksek oranda salgılanmasında çok sayıda somut örnekler görülmüştür. Yoğun bir BDSM sahnesinin ardından, endorfinlerin beyin ve beden üzerindeki etkisi ciddi oranda artar. Endorfin şokunun veya aşırı yüklenmenin bir fenomen olduğuna dair tezat oluşturan kanıt yoktur. Ama tam tersini de düşünürsek BDSM sahnesi sonrasındaki köle/itaatkar davranışlarını endorfine bağlamak hatalı olacaktır.
Tags: BD/SM Genel bdsm bdsm sağlık Edge Play endorfin subspace