Davranışsal köle eğitiminin amacı tutarlı ve köleliğini yansıtan davranışlar oluşturmaktır. Bu, her iki tarafın da bir Efendi / köle ilişkisinde daha yakın olma amacı doğrultusunda eğitim vermesi sürecini kapsar.
Davranış eğitimi, köle eylemlerinin efendisine daha iyi hizmet etmek için değiştirilmesi anlamına gelir. Ayrıca bir Efendinin onu daha iyi yönetmesini ve üzerinde ki hakimiyetinin güçlenmesini sağlar. Bu bence ilk aşamadır (Mental Hazırlık süresini tamamlamış olan köleler için en azından. Buradaki kavramları yanlış anlaşılmaması için açıklayıcı yazmaya çalışıyoruz.
Eğer “köle” olarak hitap ediyorsam, zaten kişi kendi oryantasyonunun/eğiliminin farkında ve bilincindedir. Ama bir geçiş dönemi olacak ise o zaman mental ön hazırlık ve yeterlilik, yeniden kişilik ve karakter testleri ve hatta yeniden alt kimlik testi olarak Kinsey Ölçeğini bile kullanabilirsiniz. Ama lütfen Akademik ve uluslararası platformlarda kabul görmüş testleri kullanın. Saçma sapan bir ton test ortalıkta dolaşıyor çünkü. Bu testler konusuna da daha sonra detaylı bir makale ile giriş yapmayı umuyorum). Bir köle davranışını, efendisinin talep/komut/istek etmesine olanak vermeden kontrol etmeli ve yerine getirmelidir. (bunun için elbette efendisinin yaşam koşullarını ve efendinin de kölesine neyi ne zaman yapması gerektiği ile ilgili eğitimleri ayrıca vermeli ve hatta daha sonraki makalelerde bahsedeceğim, sessiz/el işaretleri ile komutları da köleye öğretmelidir.) Davranış eğitiminde elbette ki temel olarak “davranış psikolojisi” meselesinden faydalanmak ve kölenizi bilinçli bir şekilde eğitirken şekillendirmek (re-programming) benim açımdan ilk başlangıç noktası ve sürecin belirleyici temel zorunluluğu olmuştur.
Çünkü bu süreç her yeni kölenizde; hem kölenizin hem de kendinizin limitlerini yeniden sorgulama ve keşfetme süreci de olacaktır. Elbette standart olan uygulama ve konular dışında.
Karşılıklı köle eğitimi daima davranışsal değişimi içerir. Bir efendi, kölesinin vücudunu ne zaman, nerede ve nasıl kullanıldığını denetler. Davranışsal köle eğitiminin temel şemsiyesi altında belli temel standartlar vardır ve bu standartlarda kendi aralarında alt maddelere genellikle ayrılır. Mesela; diz çökme (“kneeling” denilen terim. Aslında itaat veya Gor Kajira geleneğinde standartlaştırılmış olan pozisyonlar olmasına rağmen tüm bu pozisyonlar mutlaka kölenizin sağlık durumu gözden geçirildikten sonra uygulanmalıdır. Bu bir öznel ve özel yaşam şekli olduğu için işin aslına bakarsanız nasıl şekillendirirseniz şekillendirin. Ama kemikleşmiş olan kuram veya kavramları da bilmekte yarar var elbette.. isteyen bunu yapar isteyen başka bir şey), orgazm kontrolü, ses eğitimi ve vücudun diğer tüm eylemleri ve davranışları.
Bir köle efendisinden köle eğitimi ve davranış değişikliğini kabul etmeyi özgür iradesi ile kabul eder. Bu kabulün ardından artık efendi/köle arasındaki tüm geçerli diyalog belirlenen standart, limit efendinin kontrolü ile devam eder. Bundan sonraki tüm süreçte efendi kölesinden bir rıza, onay vesair gibi bir şey almaz veya almayabilir. (Bu kesinlikle değişkendir elbette. Bazı efendiler kölenin rızasına veya onayına hiç başvurmayabilirde.)
Efendi istediği davranış şekillerini öğreterek ve ödüllendirerek (Pavlov Deneyini anımsayın) ve istenilmeyen davranışları cezalandırarak (Ceza konusunda ben detaylı BDSM checklist ile kölenin hard limit, sevdiği veya sevmediği şeyleri bilerek ve bu değerlendirmeleri Myers testleri ile geniş kapsamda tutarak belirliyorum.)
Bir köle, efendisinin kontrolünü ve gücünü hissetmelidir. Bu yüzden davranışlarını şekillendirirken kölenin kendisini çaresiz ve yetersiz hissetmesi, davranışlarının kısıtlanması ve hatta orgazmın yeniden öğretilmesi gibi temel prensipleri yeniden şekillendirmelisiniz. Çaresiz hissettirmek (eğer direnç gösteriyor ve limitlerini de zorlamıyor ise) iradenin yeniden şekillendirilmesinde ve programlanmasında (eğer doğru yöntemler kullanılır ise) en doğru eylem olacaktır.
Hazırlayacağınız günlük eğitim çizelgeleri veya takvimleri ile tüm kontrolünüzü hissetmesini sağlayın. Gardrobundan tutun da günlük tükettiği kaloriye kadar bir efendi kölesinin tüm davranışlarından sorumludur bence. Çünkü iradesini size teslim etmiş bir köleden (öğrettikleriniz ve eğittikleriniz dışında) bir şey bekleyemezsiniz.
Pek çok efendi'nin farklı yöntemler kullanarak kölelerini eğittiği gerçeğini göz önünde tutarsak, eğitimin (Training) herhangi bir standardı yoktur. Ama benim burada bahsettiğim Davranış Eğitimi sanıyorum en temel ve herkesinde fikirlerimi paylaşacağı bütünsellik içinde olacaktır. Kölenin eğitilmesindeki amaç neydi? Davranışların modifikasyonu ve vücudun eylemlerinin yeniden programlanması. Davranışları; "duygular", "benlik imgesi" ve "düşünme" silsilesi şeklinde sıralı bir şekilde gruplayabiliriz. Düşünceler davranışları kontrol eder, köle önce "düşünür" bunun sonucunda "hisseder" ve sonrada bu iki tetikleyici ile davranış ortaya çıkar. Hareket etmeden önce, kölenizi neyin harekete geçirdiğini yani tetiklediğini bilmeniz sizin davranışları üzerindeki tam otorite kurmanızı sağlar. Elbette davranışlar ne kadar ilgili görünsede bu konu "Düşünce Kontrolü" adlı bir başlıkta ayrıca değerlendirilmesi gereken hassas bir maddedir bence.
Bir efendi haklı olarak kölesini beş duyusu ile ve anlayabildiği ölçüde yargılayabilir. Bir kölenin (nesnel anlamda tabi ki) kalbine ve aklına bakması olanaksızdır. Burada; arada kurulacak bağ için efendi kölesinin davranış ve eylemlerini gözlemleyerek samimi ve dürüst olup olmadığını kendi yargılarına göre kölesini tanıdıkça ve hakim oldukça net bir şekilde görebilir ve sonuca ulaşabilir. Bu sebeple bir kölenin en uygun davranışı seçerek bunu eyleme dönüştürmesi "efendi" sine göstermesi en doğru yoldur.
Davranışların sabitlenmesi ve kemikleşmesi için eğitimlerin rutinleştirilmesi ve tekrarlanması en önemli konudur. Davranış Psikolojisinde, davranışların tekrarlanması ile algıların otomize olduğu ve bilişsel bir gerçekliğe dönüştüğü ispatlanmıştır. Bu davranış ve tekrarlar için küçük bir örnek vermek gerekirse gece uykulu bir halde banyoya gitmek istediğiniz zaman gözleriniz açık bile değilken lambayı açabilir ve yatağınıza dönebilirsiniz. Çünkü o evdeki nesnelerin konumları zihninizde tekrarlamadan doğan bir "otomatik davranış" yaratmıştır. Yıllardır oturduğunuz bir evden yeni bir eve taşındığınızda da hala eski evinizdeki anahtar konumlarını hatırlar ve davranışı yeni evinize alışıncaya dek sürdürürsünüz. İşte buradaki sihirli kelime "alışmak" ve bu da "alıştırma" veya "pratik" veya bizim konumuzdaki hali ile "eğitim" demektir. Aslında tüm eğitim kurumlarında "Öğrenme Psikolojisi" olarak zaten uygulanan yöntemden çok ta farklı değildir. Sonuçta tıpkı bir öğrenci gibi karşınızdakinin de öğrenmeye ve nasıl davranacağını bilmeye ihtiyacı olduğu gerçeğini asla unutmayın;
"Öğrenme sonucunda davranışların otomize olması için sürekli tekrar yapın ve kölenizi bunlarla sınayın"
Çok güzel ve bilgilendirici bir çalışma olmuş ,anketede katıldım teşekkürler paylaşım icin ..