Başlığın sonundaki "Tanrı Paradoksu" ifadesini daha sonra açıklayacağım. Lütfen ön yargılı olmayınız.
Kölenin, köle eğitiminde verdiği duygusal tepkiler (duygular ve hisler) eğitimin genel süreçlerinden biridir. Köle eğitim sürecinde kendi rızası ile bunu kabul etmeli ve hazır olmalıdır. Genellikle (Özellikle Türkiye’deki efendilerin pek te umursamadığı) bu ciddi konu, efendinin, kölenin duygu ve hisleri ile empati kurarak aslında köle üzerindeki GERÇEK duygusal otoriteyi kurmasını sağlar. Bu nedenle, köle kişisel hayatında istediğinin bu olduğunu kabul etmeli ve özgür iradesi ile buna razı olmalıdır.
Sosyal çevresi geniş olan bir köle adayının duyuları ve duyguları daha gelişmiştir. Bu yüzden kölenin sosyal çevresi; kölenin duygusal reaksiyonları, eğitimine ve gelişimine yardımcı olabilir veya azaltabilir. Köle savunma ve riyakar duygularından kurtulmaya çalışmalıdır. Bir efendinin duygularını ve duyularını yeni kölesini hizaya sokmaya odaklaması gerekir. Kölenin bu süreçte; reddediş, savunma, yalan söyleme gibi duygusal tepkiler içinde bulunabileceğini efendi asla unutmamalıdır.
Köle eğitimi ve BDSM yaşam tarzı ilişkisinde, genel olarak, bir köle, köle eğitimine (duygular ve hisler) duygusal bir tepki vermek için tamamen açıktır. Köle, itaat, hizmet etme şekli ve efendisinin duygularından doğrudan etkilenmesini ister. Efendinin ise bu beklentilerden tamamen haberdar olması ve gözlemleyerek karşı davranış ve kölenin iradesinin üzerinde otorite kurarak bunları kontrol etmeye yönelik yöntemler geliştirmesi gerekir.
Bir köle adayının duygusal tepkileri, onun düşüncelerine açılan bir penceredir. Olumsuz bir tepki alırsanız, bunun arkasındaki düşünceyi incelemeniz gerekir. Eğitim sırasında, bir efendi öfkeye ve kaygıya dikkat etmeli ve kölenin öğrenmesini etkileyen tüm unsurları göz önüne almalıdır. Öfke, kaygı, korku ya da olumsuz reaksiyonlar, bir eğitim adımını yeniden gözden geçirmenize veya değiştirmenize sebep olabilir. Köle bile olsa efendi her şeyden önce kendisine en iyi hizmeti verecek bir nesne yaratmalıdır ve bu sebeple de “yonttuğu odunun sanattan çok işlevsel bir nesne” olmasına özen göstermelidir.
........................
Devam Edecek..
Mustafa Pek Temek, gol demek.
Sorun de'ler, ki'ler değildi.
Bizden değil sizden bahsedin.
Subspace'i bize bırakın. Onu yaşayan biziz. Veren de biziz.
Bizim duygularımızı anlayabilecek niteliğe sahip değilsiniz hiçbiriniz.
Bizler itaatimizi, aidiyetimizi, ruhumuzu vermezsek bir hiçsiniz.
Aslında güçlü olan biziz, siz değil.
Üstteki yoruma KATILMIYORUM.
Hiçlik ve güç konusunda iki tarafinda etkisi var. Ortada Efendi yoksa köle de yoktur. Köle yoksa Efendi de yoktur.